
ADAM:
Ne okuyorsunuz?
KADIN:
Milan Kundera, Varolmanın dayanılmaz hafifliği.
ADAM:
“Aşk çiftleşme arzusunda duyurmaz kendini, uykuyu paylaşma arzusunda duyurur.” diyordu sanki.
KADIN:
Doğru, okudunuz mu?
ADAM:
Yarım bıraktım.
KADIN:
Aşk anlatılmaz!
Çok özel bir duygudur.
Anlaşılmaz da… Yaşanmamışsa.
Sadece tahmin edilir.
Umut edilir.
Okumayla olmaz!
ADAM:
Hayal edilir!
KADIN:
Aşk derinlik ister.
Sığ bir insana aşk yakışmaz.
Zaten ulvi bir duygudur.
Hissiyatı güçlü insanlar aşık olabilir.
Aşk mühlet verir.
Olgunluk ister.
Olmamış…
Şimdi git der.
Aşk cennete ermektir.
Ki insan bu dünyada onu bulmuşken, hâline tavrına dikkat ederek yaşar ki elinden uçup gitmesin.
Ve gerçek cenneti gören, onu bırakmak, ondan mahrum olmak istemez.
ADAM:
O zaman siz olmuşsunuz.
KADIN:
Öyle mi?
ADAM:
Olmasaydınız bunları söyleyemezdiniz;
okumakla olmaz!
KADIN:
O zaman siz de olmuşsunuz.
ADAM:
Öyle mi?
KADIN:
Olmasaydınız anlamazdınız!
ADAM:
…
KADIN:
Kitabı neden yarım bıraktınız?
ADAM:
Çünkü yarım bıraktın!
KADIN:
Tanışıyor muyuz?
ADAM:
Daha fazla uzatmasak.
KADIN:
Hoşça kal!
ADAM:
Hoşça kal!
Aşk bu, dillerin hükümdarı, gönüllerin garibanıdır. Aynı toprakta biten iki çiçek olmak yerine, yedi dağın ardında birer çiçek olarak açar. Dinleyen anlamaz, anlayan anlatamaz. Varın siz herşeyi aşk bilin ama aşk bilinemez.
Özkan SARI
Müzik: Verinda / Dust
Anlar gibiyim. Kaç kere aşık oldun deseler, bilmiyorum derim. Bilmek için tanımdan emin olmak gerekir. Oysa o hiçbir kalıba sığmıyor:)
BeğenLiked by 1 kişi
Ve insan, aslında yaşadığının ne olduğunu bilmiyor…
BeğenLiked by 1 kişi