Şimdiki Zamanda Bir Akşam Üstü

Vakit ikindiyi az geçmiş, gün karanlığa yürüyor.
Tenhalaşıyor oyunlu avlular.
Kavşaklarda kalabalıklar büyüyor,
beyazdan arabalara doluşuyor buhar üfüren çocuklar.

Bir kuş sürüsü gökyüzünde senkronik dönüşler yapıyor,
bir kadın kahve kokulu bir dükkanın önünden geçiyor, elinde kağıttan bir çanta, çantada yeni aldığı beyaz gömlek, aklında son anda yerine bıraktığı çiçek desenli etek…

Son zille sınıflarından çıkan çocukların neşeli çığlıkları sıkışan trafikteki korna seslerine karışıyor.
Ara sokak kahvehanelerinde okey taşlarını masaya çarpıyor müdavimler.
Yetmişlerinde bir adam balkonun korkuluklarına yaslanmış yoldan gelip geçeni izliyor sırtı üşüyerek.
Bir temizlik işçisi boşalan okulun koridorlarını paspaslıyor.
Tekerlekleri dönüyor sarı ışığı gören arabaların,
bir yaya
yolun ortasında
kendi adımlarından kaçıyor.

Bir sürücü aynaya bakmadan yola giriyor,
şehrin öbür yakasındaki kırmızı bereli kız çocuğu balonunu rüzgara kaptırıyor.
Düz yolun kolaylığında bir el,  vites topuzunu son seviyeye taşıyor.
Balonu uçan çocuk bir sokak bankının üstünde içli gözyaşları döküyor.
Beyaz minibüs yoldan çıkıp karşı şeride savruluyor, yolunda giden masum bir sürücü hava yastığının üstünde kırmızı lekeler bırakıyor.
Işıkları söndürüyor temizlik işçisi, paspasları yıkayıp her zamanki yerine kaldırıyor.
Ağır çekiminde zamanın, koşuyor insanlar.
Kuşlar, şehir meydanındaki en büyük çatıyı siyah bir örtü gibi kaplıyor.
Siren sesleri cağıldıyor ambulansların.
Balon artık görünmüyor gökyüzünde,
kız çocuğu eline tutuşturulan çikolatayla teselli buluyor.
Telefonu çalıyor bir babanın,
hesabı ödüyor kahvehanede kaybedenleri masanın.

Susuyor sesler
şehrin batı yakasında saatte on kilometre hızla akıyor trafik.
Acil serviste sedyeler, sedyelerin yanında yeşil önlüklü insanlar telaşla deviniyor.
Gün teslim olurken akşama, şerefelerden birer birer sesleri duyuluyor müezzinlerin.
Veda ediyor çocuklar.
Gün ışığında kapıları yeniden açılıp kapanacak olan koridor “bir varmış bir yokmuş” oluyor.

Kahve kokulu dükkanın önünden başka kadınlar geçiyor,
yetmişlerindeki adam oturma odasında, üşüyen sırtını sıcak koltuğuna yaslayarak ömrünün kim bilir kaçıncı trafik kazası haberini izliyor.

Hiçbirini görmüyor yazar
fakat yine de olduklarını biliyor;
böyle yahut
benzer biçimde.
Hüznünü dağıtmak için açtığı televizyona bakarken “Bir çocuk öldü” diyor içindeki konuşan,
dışındaki susan dinliyor.
Uyku konuyor ağzına, duymazdan geliyor.
Ama uyuyacak birazdan, biliyor.
“Çok acayip !” diyor içindeki konuşan.
“Akşam yemeği için tabakları sofraya konmuş çocuklar evlerine varamıyor,
yine de herkesin uykusu geliyor.”

18 Aralık 2019 ‘da kaybettiğimiz Batuhan’ımız ve güzeller güzeli Işıl’ın ardından…

Şimdiki Zamanda Bir Akşam Üstü’ için 3 yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s