Ölmek Yeni Bir Şey Değildir Bu Dünyada Ama Yaşamak da Yeni Bir Şey Olmasa Gerek.

*Ernest Hamingway
*Jack London
*Romain Gray
*Cesare Pavese
*Walter Benjamin
*Stefan Zweig
*Virginia Woolf
*Heinrich Von Kleist
*Sylvia Plath
*Robert E. Hovard
*Nikolay Vasilyeviç Gogol
*Yukio Mishima
*Primo Levi
*Harry Martinson
*Sergei Yesenin
*Vladimir Vladimiroviç Mayakovski
*Nicolas-Sebastien Chamfort
*Hart Crane
*Charlotte Perkins Gilman
*Vachel Lindsay

Eeee ne olmuş bu yazarlara? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Bazılarını tanımamış olabilirsiniz fakat birçoğunu tanıdığınızı düşünüyorum. Bazılarını ise çok daha iyi tanıdığınıza eminim, kitaplarını okumuş olduklarınız da muhakkak vardır.

Yukarıdaki yazarların yanına eklenecek daha birçok isim var fakat ben genellikle en çok tanınanları yazdım diyebilirim. Yazarların hayatlarına hep ilgi duymuşumdur ve yaşantıları beni hep cezbetmiştir. Özellikle geçmiş dönemlerdeki birçok yazarın hayatı, günümüzün popüler yazarlarıyla kıyaslandığında daha çok trajik izler taşımaktadır. Bazısı hastalıklarla, bazısı psikolojik sorunlarla, bazısı da ekonomik sıkıntılarla boğuşmuştur. Birçoğu topluma adapte olmakta zorlanmıştır ki bu konuda haksız olduklarını söyleyemeyiz. Yaşadıkları toplum içinde asimile olsalardı eğer, bugün biz onların eserlerini okuyor olmazdık.

Farklı ülkelerin vatandaşları olan yukarıdaki yazarların ortak bir özelliği var. Bilenler varsa muhtemelen çoktan anlamıştır. Bilmeyenlerin ise çok şaşıracağı su götürmez bir gerçek. O zaman lafı çok uzatmadan açıklayayım, bu yazarların ortak özelliği; hayatlarına intihar ederek son vermeleridir.

İnsanın kendini öldürmek istemesi sağlıklı bir zihinle düşünülebilecek ya da anlaşılabilecek bir şey değil. İntihar, her ne kadar soğukkanlı bir yılan gibi insanı ürperten bir düşünce olsa da maalesef hayatın acı bir gerçeği.

İntihar eden bu yazarların bazıları ölmeden önce not ya da mektup bırakmıştır. İçlerinden bazılarını, özellikle insanı düşüncelere iten bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum ve yorumu size bırakıyorum.

Romain Gray / Kendini vurdu: “Çok eğlendim, hoşça kalın ve teşekkürler!”

Charlotte Perkins Gilman / Aşırı doz kloroform içti: “İnsan artık bir işe yaramadığında, kaçınılmaz ve yakın bir ölümden emin olduğunda, yavaş ve feci bir ölüm yerine hızlı ve kolay bir ölüm seçmek en basit insan haklarından biridir. Kloroformu kansere tercih ettim.”

Robert E. Hovard / Kendini vurdu: “Herkes kaçtı, her şey bitti, öyleyse beni insanların yakıldığı odun ateşinin üzerine koyun; Şölen bitti ve fenerler söndü.”

Vachel Lindsay / Dezenfektan içti: “Beni haklamaya çalıştılar, fakat ben daha önce davrandım!”

Yukio Mishima / Harakiri yaptı: ‘’Majesteleri çok yaşa!’’

Virginia Woolf / Kendini nehire attı: “En sevdiğim, yeniden delireceğime eminim. O korkunç zamanların bir yenisini daha aşamayacakmışız gibi hissediyorum. Ve bu kez iyileşmeyeceğim. Gaipten sesler duymaya başladım ve odaklanamıyorum. Bu yüzden en iyisi gibi gözüken şeyi yapıyorum. Bana mümkün olan en büyük mutluluğu yaşattın. Benim için olunabilecek her şeyi oldun. Bu korkunç hastalık çıkıp gelene kadar iki insanın daha mutlu olabileceğini düşünmezdim. Artık daha fazla mücadele edemeyeceğim. Hayatını mahvettiğimi biliyorum, ben olmazsam çalışabilirsin. Çalışacağını biliyorum. Görüyorsun ya, bunu bile düzgün yazamıyorum. Okuyamıyorum. Demek istediğim o ki, hayatımdaki bütün mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı son derece sabırlı ve inanılmaz biçimde iyi oldun. Herkesin bunu bilmesini istediğim için söylüyorum. Eğer biri beni kurtarabilecek olsaydı, bu sen olurdun. Senin iyiliğinin kesinliği dışında her şey uçup gitti. Hayatını mahvetmeye daha fazla devam edemem. İki insanın bizim olduğumuzdan daha mutlu olabileceğini düşünmüyorum.’’ Kocasına yazmıştır.

Sergei Yesenin / Kendini astı: Cesedinin yanında, intiharından bir gün önce bileklerini kesip kendi kanıyla Mayakovski’ye yazdığı veda şiiri bulundu.

”Elveda Dostum Elveda
Elveda sevgili dostum, elveda,
Sen kökleri içimde uzanan.
Ayrılık yazılmış alnımıza
İlerde gene karşılaşırız inan.
Elveda dostum, el sıkışmadan
Sessizce. Ne keder, ne tasa gerek:
Ölmek yeni bir şey değildir bu dünyada
Ama yaşamak da yeni bir şey olmasa gerek.”

Mayakovski, Yesenin’in intihar etmesine çok üzülür ve kızar. Yesenin’in geride bıraktığı veda şiirinin; ”Ölmek yeni bir şey değildir bu dünyada, ama yaşamak da yeni bir şey olmasa gerek.” satırlarına cevap olarak daha sonraları yazdığı şiirde şöyle demiştir: ”Şu yaşamda en kolay iştir ölmek, asıl güç olan yepyeni bir yaşama başlamak.” İlginçtir ki Mayakovski de Yesenin’in intiharından beş yıl sonra kendini vurarak intihar etmiştir.

Özkan SARI

Ölmek Yeni Bir Şey Değildir Bu Dünyada Ama Yaşamak da Yeni Bir Şey Olmasa Gerek.’ için 2 yanıt

  1. Bu yazarların ölümü için (bazılarının ölüm nedenini biliyordum önceden), acaba mı diyorum, yaratıcılığın o tatlı hazzının bitimiyle ilgili olabilir mi? Düşünmek lazım.
    Teşekkürler paylaşım için.

    Beğen

    1. Ne kadar düşünsekte kendi hayatına son vermek sağlıklı bir insan zihninin kolaylıkla algılayabileceği bir durum değil. “Çukur kazmak gibidir yazmak. Gömecek bir şeyin kalmadığında kendini gömersin.” derim ben. Tabi mecazen kullanırım. Gerçek anlamıyla kullanan yazarlar da az değil demek ki… Teşekkürler…

      Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s