
Birbirlerini ilk gördüklerinde, cevizden mamul Fransız usulü ihtiyar bir masanın üstündeydiler.
Kağıt masanın tam ortasında, kalem kağıdın tam ortasında, ten tene…
İhtiyar masa tebessüm ediyordu… Birçok aşka şahit olmuş, fakat hepsi ayrılıkla bitmişti. Sustu, konuşmadı. Aşıkların kısa sürecek olan aşklarının kaçınılmaz sonu geldi aklına, tebessümü acılaştı. Belli belirsiz bir sesle kalem ve kağıda seslendi: Hoş geldiniz.
İkisi de ömürlerinin daha başında… Ne kağıda derdini açan olmuştu, ne de kalem dertlerini anlatmıştı bir kağıda.
Bembeyazdı kağıt, sanki bir gelin gibi, günahsız.
Simsiyahtı kalem, krom şeritleriyle sanki bir damat gibi.
Birbirleriyle bir an önce konuşmak istiyorlardı; kalem içini dökmek için kağıda, kağıt içine çekmek için dökülenleri.
Az sonra bir el, ayırdı kağıdın teninden kalemi, ağzı bantlı bir aşık misali açtı kapağını…
Az sonra bir el, ayırdı kalemin teninden kağıdı, vuslata hazırlarcasına…
Kağıt, kalemin onu öptüğünü ılık mürekkebin kokusundan ve vücuduna nüfuz etmesinden anladı. Kalem, kağıdı öptüğünü mürekkebine karışan büyüleyici ağaç kokusuyla…
Uzun bir süre sadece birbirlerini hissederek, birbirlerini koklayarak geçti zaman.
Az sonra bir el, ayırdı kalemin dudaklarını kağıdın dudaklarından.
Az sonra bir el kaldırdı kağıdı havaya… Bir çift göz uzunca baktı… İşte o el, kağıdı buruşturup ihtiyar masanın altındaki çöp kovasına attı.
İhtiyar masanın bahsettiği ayrılıktı bu… Defalarca şahit olduğu!
Kağıt, çöp kovasının içinde yaralı biçimde yatıyor, tek tesellisi aşık olduğu kalemin üzerinde bıraktığı kokusuydu.
Az sonra bir el, yeni, tertemiz bir kağıt daha koydu masaya ve kalemin tenini dokundurdu kağıdın tenine. Kalem bırakmadı ılık mürekkebini ve sülfat kokusunu… Aşık olduğu kağıt bu değildi. Defalarca denedi aynı el ama nafile, içinde taşıdığı aşk, kuruttu kalemin mürekkebini.
Az sonra bir el kaldırdı kalemi havaya… Bir çift göz uzunca baktı… İşte o el, kalemi bir hışımla ihtiyar masanın altındaki çöp kovasına attı.
Kavuştu aşıklar… Kokladılar birbirlerini… Kalem, yasladı başını yaralı kağıdın omzuna.
İhtiyar masa tebessüm etti aşıklara… Ve şahit olduğu, bitmeyen ilk aşka.
Gür bir sesle kalem ve kağıda seslendi: Amoureux(aşıklar)…
Ne güzel bir aşk hikayesi, gönlünüze sağlık..
BeğenLiked by 2 people
Çok teşekkürler… Saygıyla…
BeğenLiked by 1 kişi